Toplumlar; vatan, dil din, ülkü birliğ,
gelenek ve görenek birliği, kültür birliği… gibi değerlerle varlıklarını sürdürebilirler.
Ortak olgular olmadan toplumlaşabilmek, bir toplum olgusuna kavuşabilmek için ön şarttır. Toplumu bir
arada tutmak, daha doğrusu dağılmasını engellemek de o toplumu yöneten; siyasi, dini ve kanaat önderlerinin
elindedir. Değişimi de, gelişimi de, gerilemesi de bu önderlerin elindedir.
Yukarıda yazdıklarımız tepealan ölçeğinde şöyle bir düşünelim. Tepealan’da
yaşayanlara Tepealanlı diyoruz. O halde Tepealan ya da o sınırlar içinde yaşayanlar da bir topluluk
ya da küçük ölçekte Tepealan toplumunu oluşturmaktadır. Bu nedenle Tepealanlıların toplumsal özelliğini devam ettirmek için sürekli değişim içindeki dünyaya ayak uydurmak
zorundadır.
Tepealan Beldemizin nüfusu
2000 yılında 5.527 iken 2007 adrese dayalı sayımda 3500 civarındadır. Bu korkunç bir durundur.
Bunun sorumlusu da Tepealan’daki kanaat önderlerinin birincil suçudur.
Yeni çıkarılan Yerel Yönetimler yasasına
göre nüfusu 2000’in altına düşen belde belediyeleri kapatılarak ya köy
ya da mahalle haline dönüştürülecek. Bu da Tepealan’ı ilerde bekleyen bir tehlike anlamına gelir.
Haydi Tepealanlılar! Bu yok oluşa dur demek için, bu gerilemeye, dur demek için, Tepealan’ımızn
geleceği için, Tepealan’dan göçün durması için hep beraber olalım. Doğduğumuz, büyüdüğümüz
topraklara son bir kez vefalı olalım, yararlı olalım.
1973 yılında belediye olan, ama 35 yıldır çok fazla ilerleyemeyen Tepealan’ı şahlandırma
zamanı gelmedi mi sizce? 1989 yılında ilçe olacakken mevcut belediye başkanı Mehmet Adıbelli
tarafından koltuğunu kaybedeceği korkusuyla engellenen, çağa ayak uyduramayan Tepealan’ın bu
haline göz mü yumacağız?
Dikkat ederseniz Tepealan’ı hep aynı aileler yönetiyor. Adaş, Adıbelli, Alantepe… Tepealan
da sadece bu aileler mi var. Bu gidişe dur demeyecek miyiz? Ben başkaldırıyorum.
Yeter artık demenin zamanı geçti bile.
HAYDİ TEPEALANLILAR!!!
Alim
ADAY